TÜRK MİLLETİ VE CUMHURİYET

19.10.2022 165

   Özgürlüğünü, benliğini kullanamayan bir toplum kendini nasıl olur da tam hissedebilir ki? Kendini yöneteni,  kararlar verirken sadece izlemesi o topluma ne kadar "ait" hissettirebilir? Uçup gitmek ister insan; uçtuğu gökyüzü onu korumalıdır ve uçtuğu gökyüzünü, uçtuğu yeri kendi seçmelidir insan. Dayatılan baskı, susmayı öğretir belki de ama mantıklı hiçbir fikir susmamalı susturulmamalıdır. Bu yüzden Mustafa Kemal "Cumhuriyet!" demiştir. Bu yüzdendir ki onun fikrini benimseyen halk da "Cumhuriyet" diyebilmiştir.

    İlan edildiği ilk günden beri kendisi bir devrim olmasına rağmen tekrar, her saniye kendi içinde devrim yaratır cumhuriyet. Odur bizi bu topraklara ait kılan. Şehit olanlarımızın kanı, ağlayan kadınların yaşı ve ümitsizce bekleyen çocukların zaferidir. Halktır Cumhuriyet. Verilen mücadelelerin, tekrar kurulan koca bir devletin hakkıdır. Geçirilen zor zamanlara inat savaştır. Küçük bir çocuğun ilk kelimesi, bir kadının oy atışı, yaşlı bir vatandaşın hastanede muayene olmasıdır cumhuriyet. Yaşayabilmektir aslında, yaşadığını hissetmektir. Dilimiz, dinimiz, bayrağımız tehlikeye girse bile coşkumuz onları tekrar var eder içimizde. Çünkü Ata'mıza sözümüz var. Onun getirdiği her hakkı kanımızın son damlasına kadar korumak, "bizim sözümüz" dür. En dipten çekip çıkardığı ülkeyi yine o yükseklikte tutacak bizler değil miyiz? Kendimizi eğiterek, en iyi şekilde öğrenerek bilgilerimizi bayrağımızmış gibi taşıyacağız omuzlarımızda. Refahımız, özgürlüğümüz diri kalmalı her dakika.

    Geçen doksan dokuz yıla baktığımızda büyüdüğümüzü, geliştiğimizi göreceğiz. Benliğimiz, yaşamımız, dilimiz, oyumuz, kalemimiz ve daha nicesi bu doksan dokuz yılı, doksan dokuz kere tekrarlayacak.           

      "Cumhuriyet ne kazandırdı?" diye sorduklarında, bunca yıl ayakta kalacak olan vatanımıza ve bu vatanda yaşayan her insanın damarlarında dolaşan coşkuya bakmalarını söyleyeceğiz.

Nehir KIRKKAYA

11-F     2170